Zengin ve yakışıklı bir aristokrat olarak siyasete pek bulaşmadan yaşamak istesem de şartlar elvermiyor.
Siyasetin hızlandığı bu günlerde Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu’na bağlı Ege Gazeteciler Federasyonu Genel Başkanı Cem Kaytan ve Fethiye İnternet Gazetecileri Derneği Başkanı Seda Köktener ile gelen bir davet üzerine Kıbrıs’a gittik. Aydın Büyükşehir Gazeteciler Cemiyeti Başkanlığımın yanı sıra Ege Gazeteciler Federasyonu Genel Başkan Vekili olarak katıldığım organizasyon Kıbrıs Hava Yolları şirketinin lansman toplantısıydı.
*
Kıbrıs Türk Hava Yolları 2010 yılında iflas etmiş ve o tarihten sonra Kıbrıs’ın kendisine ait bir hava yolu şirketi olmamıştı.
Yani yaklaşık 13 yıldır hava yolu şirketi olmayan bir ülkeydi Kıbrıs.
Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kurucusu Cennet Mekan Rauf Denktaş’ın torunu Rauf Denktaş ile arkadaşları Mehmet Dalman Yücel ve Nusret Polat 13 yıllık hasrete son vermek için kolları sıvamış.
Çıktıkları zorlu ve kut’lu yolda birçok engelle karşılaşmış olsalar da sonunda Kıbrıs Hava Yolları’nı kurmayı başarmışlar.
Gencecik adamlar, ülkelerine hizmet etmek için tüm varlıklarını bu işe yatırmış.
Bu nedenle bu organizasyon son derece önemliydi.
Türkiye’den üç gazetecinin davet edildiği organizasyona katılıp tarihe tanıklık etmek benim için de gurur vericiydi.
*
Fly Kıbrıs Havayolları’nın lansmanına Cumhurbaşkanı Vekili ve Cumhuriyet Meclisi Başkanı Zorlu Töre, Başbakan Yardımcısı, Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu, Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı, milletvekilleri, sektör temsilcileri ve paydaşlar katıldı.
Lansman etkinliği, Türkiye’deki depremlerde hayatlarını kaybedenler için bir dakikalık saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı.
Depremde hayatını kaybeden Kıbrıs Voleybol Takımı da unutulmadı ve uçağın adı “Melekler Takımı” olarak konuldu.
*
Fly Kıbrıs Havayolları Yönetim Kurulu kurucu ortaklarından Rauf Denktaş’ın “11 yıl gettolara hapsedilmiş, yardım ve iaşelerle yaşamaya zorlanmış; hemen her türlü ekonomik faaliyeti engellenmiş atalarımızın, geleceğe umutla tutunmasının nedeni mevzilerde cesaretle taşıdıkları, birinci ve ikinci dünya savaşından kalma derme çatma silahlar olmuştu. Onlar mevzilerde çarpışıyorlardı ama gözleri hep yukarda, göklerdeydi. Anavatandan gelecek uçakları aramaktaydı gözleri. Çünkü biliyorlardı ki özgürlük o uçaklarla gelecekti. Çünkü biliyorlardı ki, büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’ün söylediği gibi ‘istikbal göklerdeydi’ ve bu cümlenin onlar için anlamı bambaşkaydı. Gettolarda iaşelerle yaşayan bir cemaatten kendi devletinde havayolu şirketini kuran bir halka dönüşme serüveni hepimizin gurur duyması gereken bir serüvendir” sözleri salonda bulunanların gözlerini yaşarttı.
*
Cumhurbaşkanı Vekili ve Cumhuriyet Meclisi Başkanı Zorlu Töre de son derece coşkulu ve duygusal bir konuşma yaptı. Zorlu Töre’nin konuşmasında, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin aziz şehitlerin hediyesi olduğu, devletlerine asla toz kondurmayacakları ve mensubu oldukları büyük Türk Milleti’nden asla vazgeçmeyeceklerini sık sık tekrarlaması dikkat çekiciydi.
Program sonunda özel olarak da sohbet ettiğimiz Zorlu Töre’ye bir kez daha teşekkür ederim.
*
Zulüm ve acılarla yoğrulmuş Kıbrıslı Türklerin anavatana ve milletlerine ne kadar bağlı olduğunu bir kez daha gördük.
Gencecik üç insanın varlarını yoklarını devletlerinin gelişmesi için nasıl feda ettiklerini gözlemledik.
Bir de onca devlet adamı oradayken hiçbir güvenlik kalabalığı olmadığına, Cumhurbaşkanı Vekili Zorlu Töre dahil sadece bir koruma ile gezdiğine şahitlik ettik.
*
Şimdi bakıyoruz Türkiye’ye.
Türk turizminin lokomotifi diye adlandırdığımız Kuşadası’nda gencecik bir belediye başkanı, gelirinin yüzde 90’ının turizmden olduğunun farkına varıp elini taşın altına koymaya, Kuşadası’nı daha çok tanıtıp, daha çok turist gelmesini sağlamak için çırpınıp duruyor.
Nedense bundan rahatsız olan bir kısım medya ve zevat, “Kuşadası fuara 2,5 milyon harcadı” diye yaygara yapıyor.
*
Turizm kenti Kuşadası’nın Turizm Fuar’ında olması neden yanlış olsun?
Kuşadası Belediye Başkanı Ömer Günel, dünyanın en büyük ve önemli turizm fuarlarına katılım sağlayarak geçtiğimiz yıl 1 milyon 500 bin turistin Kuşadası’na gelmesine ön ayak olmadı mı?
Kruvaziyer turizmini sıfırdan alıp belli bir noktaya getirmedi mi?
2023 yılı hedefini 2 milyon 500 bin turist olarak belirlemiş bir belediyenin 2 milyon 500 bin lira harcaması mı bütün mesele?
*
Gazete manşetlerine taşınıp, abartılarak anlatılan 2 milyon 500 bin lira Kuşadası Belediyesinin yıllık bütçesinin binde 3’üne denk geliyor.
Bir tarafta vatanlarına daha çok turist gelsin, vatanları gelişsin diye varlarını yoklarını, bütün birikimlerini yatıran Rauf Denktaş ve arkadaşları, aynı kaygılarla hizmet üretmeye çalışan Ömer Günel.
Diğer tarafta ise “Yapamazsınız”, “Yapmamalısınız”, “Neden yapıyorsunuz” diye öten cırcır böcekleri.
*
Kıbrıs’ta tarihe tanıklık ettik, umuyorum ki Kuşadası’nda da 3, 4, 5 milyon turistin ağırlandığı günlere tanıklık edeceğiz.