Kuşadası Belediye Başkanı Ömer Günel’in açılışını yaptığı ve temelini attığı programa katıldım.
Daha sonra da Aydın Büyükşehir Belediyesi’nin Söke’de verdiği iftarı takip ettim.
*
Kuşadası’nı eskiden çok sevmezdim.
Bana kocaman bir beton yığını gibi görünürdü.
Ömer Günel’in başkan seçilmesiyle Kuşadası’ndaki değişime şahit oldum.
Programda Başkan Günel bir konuşma yaptı.
Kuşadası Belediye Başkanı seçildiğinde az çok tabloyu bildiğini ancak koltuğa oturur oturmaz karşılaştığı manzaranın, bildiğinden bile kötü olduğunu söyledi.
*
Koltuğu devraldığı eski Başkan Özer Kayalı şimdi İYİ Parti’nin Büyükşehir Belediye Başkan Adayı.
Özer Kayalı’nın ekonomik kriz, deprem, pandemi gibi hiçbir sorunla karşılaşmadan yönettiği belediye batık haldeydi.
Üç aylık personel maaşları ödenmemiş, ikramiyeler verilmemiş, ortada da bir tane proje yoktu.
*
Ömer Günel, görevi devraldıktan sonra pandemi, deprem ve en önemlisi ekonomik krize rağmen hiç şikayet etmeden, mazeret üretmeden hizmet etti.
*
Lütfi Suyolcu Kent Meydanı ve Yaşam Merkezi, Kuşadası Yaşam, Kültür ve Spor Merkezi’nin temelini attı.
Kampinova, Kreş, Çocuk Evi ve Kadın Dayanışma Merkezi, Nazik Bekmezci Otizm Merkezi bitti kısa zaman sonra açılışı yapılacak.
Adalızade Mezarlığı Osmanlı Mezar Taşı Açık Hava Sergisi, Toplam 32 bin 670 metrekarelik alanı kaplayan, içerisinde tenis kortları bulunan parkları da açtı.
Kuşadası’nı eski günlerine kavuşturmak için yaptığı turizm hamleleri, Altın Güvercin başta olmak üzere festivaller ve konserleri saymaya bile gerek yok.
*
Bütün bunların arasında söylediği bir cümle vardı ki altına imza atılır.
“Dünyanın hiçbir yerinde turizm kentleri yoksullukla mücadele etmez. Biz Türkiye’de belediye olarak yoksunluk ve yoksulluk ile mücadele ediyoruz” dedi.
Belediye olarak yapılan sosyal yardımları, anneler babalar mahcup olmasın diye okula giden çocuklara beslenme çantaları hazırladıklarını söyledi.
*
Program sonrası Söke’ye geçtim.
Büyükşehir Belediyesi tarafından verilen iftara katıldım.
Başkan Özlem Çerçioğlu ve Söke Belediye Başkanı Mustafa İberya Arıkan yemek dağıttı.
Bu manzara yıllardır alışık olduğum manzaradır.
Ancak iftar bittikten sonra gördüklerim hiç de alışık olmadığım manzaralardı.
*
İnsanlar evlerinden saklama kabı getirmiş kalan yemekleri evlerine götürmek için sıra bekliyordu.
Yaşlı bir teyze elindeki poşete artan yoğurttan konulmasını istiyordu.
Genç bir anne, herkese ikişer adet ikram edilen Kemalpaşa tatlısından artanları alıyordu.
*
Bunca yıldır iftar programlarını takip ettim, hayatım boyunca böyle yoksulluk yaşandığını görmedim.
Bu gördüğüm manzara geçtiğimiz günlerde haber de yapıldı.
Aydın’ın dengesiz bir gazetesi de, yoksulluk olmadığını, bunun bir algı operasyonu olduğunu yazdı.
Gerçeklikten o kadar uzaklaşmışlar, halktan o kadar kopmuşlar ki, yoksulluğun hangi boyuta ulaştığının farkında değiller.
*
TÜİK’e göre bile Şubat ayında açlık sınırı 16 bin 257 lira, yoksulluk sınırı da 52 bin 955 lira olarak açıklanmışken hangi kafayı yaşadıklarını gerçekten merak ediyorum.
Asgari ücretin 17 bin lira, emekli maaşının ise 10 bin lira olduğu bir ülkede bırakın yoksulluğu millet açlıkla mücadele etmeye başlamış demektir.
*
Önceki gün Aydın’a gelen Ekonomi Bakanı Mehmet Şimşek’in basına kapalı toplantısından sızan bilgilere göre, bizi çok daha zor günler bekliyor.
Bizzat Ekonomi Bakanı, 2026 yılı Ağustos ayına kadar bu yoksulluğun artarak devam edeceğini söyledi.
*
Büyükşehir Belediyesi’nin 50 liraya 4 çeşit yemek satmasıyla dalga geçen, küçümseyen, iftar sofralarından artan yemekleri toplayan halkın algı yapmaya çalıştığını iddia eden bu dengesiz zihniyet iyi bilsin ki, 10 gün sonra açlıkla mücadele eden o yoksul halk oy kullanmaya gidecek.
*
O yoksul halk kimin yanında duracağını bilir.
GÜNÜN SÖZÜ
“..sen güzellikle sözünü söylersin, arif olan ‘ders’ cahil olan ‘tavır’ alır..”
GÜNÜN TESPİTİ
“..hiç çoban güder mi koyunu dağda, olmasa gözü süt, yoğurt, yağda..”
BEN
“..ben yaralarımı kendim sardım.. kimse kendini derman sanmasın..”
KADINLAR&ERKEKLER
“..erkeğin ‘parasız’ olanı değil, ‘çabasız’ olanı çekilmez..”