USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000
Köşe Yazısı

Aydın'a İz Bırakanlar - Zekai Kaur

17-11-2023 16:46

Zekai Kaur Bey: Milli Aydın Alay Kumandanı

Aydın’a İz Bırakanları yazarken Milli Mücadele Kahramanlarından Teğmen Zekai (Kaur) Beyefendiyi yazmadan geçmek olmazdı. Zekai Bey’i yazmaya karar verdiğimde Emnalar’dan Rıfat Bey'in oğlu merhum Dr. Atınç Emnalar ile yaptığım görüşmede Zekai Bey Teyzemin kocasıdır sözü aklıma geldi ve ben onlarla görüşmeye başladım. Aile ile ilgili fotoğrafları Güler Koylu (Emnalar) hanımefendiden aldım. Ayrıca Zekai Bey'in torunu Cahit Şerbetçioğlu’nun telefon ve adresini verdi. Hemen Cahit Şerbetçioğlu ile telefonla görüştüm ve dedesi hakkında bilgiler istedim. Sağolsun Cahit Bey dedesi Zekai Bey'in kaleme aldığı günlüklerin bir kısmını 13 Ocak 2020 tarihinde bana email yoluyla gönderdi, gönderdiği belgeler tam bir kitap olacak şekildeydi.  

Zekai (Kaur) Bey'in yaşam öyküsünü (Cahit Şerbetçioğlu’nun gönderdiği) elimdeki günlükler ile Aydın Müze Müdür Yardımcısı ve Araştırmacı-Sanat Tarihçisi olan değerli arkadaşım Merhum Mustafa Kenan Özkan’ın Aydın Eski Eserleri Sevenler Derneği'nin çıkardığı Aydın… Aydın1 adlı  bülteninde yayınladığı yazıyla harmanlayarak yazdım. 

Milli Mücadelede Aydın’ı anlatan tarih kitaplarında her ne kadar Teğmen olarak yazılsa da Zekai Bey İstiklal Harbini Binbaşı rütbesiyle bitirmiştir. 

Resim-1: Zekai Bey’in katıldığı savaşların nişanesi olarak ailesi tarafından onurla duvara astıkları beş adet madalyası ve fotoğrafı görülmekte. 

Günümüzden 109 yıl önce o zamanlar Osmanlı Devleti’nin sınırları içinde kalan Girit Adası’nın Hanya Kenti’nde bir oğlan çocuğu dünyaya geldi. Adını Türk geleneklerine göre Zekai koydular. Zekai zaman içinde büyüdü. Okul çağına erişti, ilkokulu (iptidaiyi) Hanya’da, Ortaokulu (Rüştiyeyi) Trablusgarp’ta okuduktan sonra Harbiye’ye girdi. Son sınıfta iken Balkan Savaşı’nın çıkması üzerine savaşa katıldı. Arkasından Birinci Cihan Harbi’nde Hicaz Cephesi’nde İngilizlere karşı savaşmıştır. Hicaz cephesi çarpışmalarında göğsünden isabet almıştır. Mermi göğsünden girip sırtından çıkmıştır. Kan kaybını önlemek üzere elleriyle delikleri kapatan Zekai Bey’i, atı kışlaya geri götürmüştür. Tedavisi sonrası iyileşip hayata tekrar dönmüştür. İzmir’in işgalinden önce İzmir’e 17.Kolordu Komutanlığına tayini çıkar. Bugünkü Konak Meydanı’nda büyük bir kışla vardı. Bu kışla İzmir’le özdeşleşen Sarı kışla idi. Söz konusu Kolordu bu kışlada görev yapıyordu. Zekai Bey Rumca ve Fransızca bildiği için burada Sansür Subayı olarak görev yaptı. 

Yunan Ordu’sunun İzmir'e ayak bastığı gün olan 15 Mayıs 1919 tarihi Türk Tarihine kapkara bir gün olarak geçmiştir, işte o gün Sarı kışladan çıkartılan Türk Subayları dörtlü-beşli gruplar halinde Konak Meydanında toplandılar, içlerinde Zekai Bey de vardı. Türk Subaylarından oluşan bu 200 kişilik kafile yanlarından ve arkalarından gelen Yunan askerleri ile Konak Meydanı’ndan Pasaport İskelesi’ne doğru yola çıkarıldılar. Sevinçten çılgına dönen Rum gençleri ellerinde tabanca, sopa ve bıçaklarla kafileyi sararak taciz ediyorlardı. Yürüyüş öncesinde “Zito Venizelos”(Yaşa Venizelos) diye bağırmaları için Türk Subaylarını zorluyorlardı. Birçok subay “Zito Venizelos” diye bağırmadılar. Bu Subaylar hemen oracıkta şehit edildiler. Bu Subayların arasında 17. Kolordu Askerlik Dairesi Başkanı Kurmay Albay Süleyman Fethi Bey de vardı. 

Resim-2: Oturanlar: Sağda Zekai Kaur, kucağında oğlu Cahit, sağında eşi Halide Hanım. Diğer kişileri tanımıyorum. (Torunu Cahit Şerbetçioğlu’nun ifadesi) 

Yürüyüş sırasında Rumların kışkırtma ve saldırıları artarak devam ediyordu. Kafilenin geçtiği güzergâh üzerindeki evlerin balkonlarından, pencerelerinden subayların üzerine taş ve çiçek saksıları atılıyordu. Bu arada elleri bıçaklı iki rum bağıra-çağıra “Skilos Zekai” (Köpek Zekai) diyerek Zekai beyi arıyorlardı. Zekai Bey başını öne eğerek ve gözlerini kaçırarak bu beladan kurtulmuştur. Tutuklanan Türk Subay kafilesine Kordon’da Büyük Postane’nin yakınında bulunan Ayvalık Edremit Rum Oteli’nin balkonunda toplanan rumların arasından iki kadın tarafından rastgele ateş açılır. Bu ateşle bazı Türk Subayları orada şehit düşerler. Kafile, Pasaport iskelesinde demirli bulunan Patris yük gemisinin ambarlarına tıkılıp hapsedilirler. Günlerce aç ve susuz ambarda tutulurlar. Üç gün sonra 17. Kolordu Poligon Müdürü olan arkadaşı Yüzbaşı Faik (Cemat) ile izinli olarak karaya çıkarlar. Doğruca Kemer tren istasyonuna giderler. Buradan Aydın'a giden bir trene binerek Aydın’a kaçarlar. Her ikisi de Girit doğumlu olduklarından ve rumca konuşmasını bildikleri için trende yol boyunca Rumca konuşmaları sebebiyle dikkat çekmemişlerdir. 

Aydın Gar’ında trenden inip doğruca 57.Fırka’ya (Tümen) katılırlar. Bazı yayınlarda bu kaçışı Sarıkışla penceresinden atlayarak kaçtıkları ifade edilmiştir. Zekai Bey kendi anılarında söz konusu kaçışı böyle anlatır. Miralay (Albay) Mehmet Şefik Bey; 57. Fırka’nın Çine’ye nakledileceğini 23 Mayıs 1919 günü çıkardığı bir emirle subaylara bildirmişti. 57. Fırka’nın Çine’ye nakliyle birlikte Zekai ve Faik Beyler de Çine'de Kuva-yı Milliye çalışmalarına katılırlar. Yörük Ali ve Kıllıoğlu Hüseyin Efelerin Milli Mücadeleye katılmalarını sağlamak için uğraşırlar. Efelerin 5/6 Haziran 1919 gecesi Albay Mehmet Şefik Bey’le görüşmeleri çok olumlu ve beklenen bir gelişme idi. Nitekim bu görüşmede Yörük Ali'nin Mehmet Şefik Bey’e söylediği sözler o günlerin ruh halini çok iyi yansıtıyordu. Bu sözleri burada bir kez daha tekrarlayalım: “Bey Amca sen hiç merak etme! Allah'ın izniyle biz hemen yarın Bismillah deyip çıkacağız. Bundan sonra işimiz Yunan ile uğraşmak olacaktır. Milleti hep eşraf aldattı. Yoksa biz şimdiye kadar durmazdık. Biz çıkalım arkamızdan millet gelir. Bize yalnız silah ,cephane, zabit ver." Nitekim Çine’de oluşan on yedi kişilik Yörük Ali Efe çetesinin içinde Zekai ve Faik Beyler de vardı. Zekai Bey Yörük Ali Efenin adeta sağ kolu idi. Kafile Dalama üzerinden Yenipazar Donduran Köyüne vasıl olurlar. Burada on gün kalırlar. Yeni katılımlarla çete mevcudu 60 kişiye ulaşır. Donduran da Asaf Gökbel’in, Zekai Bey'in de benimsediği gibi ilk ateşin efelerce atılması görüşü Yörük Ali’ye bildirilince Yörük Ali’de bu görüşe katılır. Köylülerin daha fazla sıkıntıya sokulmadan bir an önce yola çıkmaları yönünde oluşan düşünceye katılırlar. 15 Haziran 1919 akşamı Dolduran’dan ayrılırlar. Gece yarısı Menderes Irmağını salla geçerler. 16 Haziran sahur (o yılın ramazan ayı o günlerde idrak ediliyordu) vaktinde Malgaç Köprüsü’ne ulaşırlar. Zekai Bey Dalama pazarında Teğmen Kadri Beyden aldığı dinamit lokumlarını köprü ayağına yerleştirerek köprünün tahrip olmasını sağlar.  

Piyade üsteğmeni Zekai Bey, Yörük Ali Efe Müfrezesi’nin kurucuları arasında önemli bir isimdir. Efelerin Milli Mücadeleye katılmalarında, Yağcılar köyünde ilk milli kuvvetlerin teşkilinde, Malgaç baskınında, Aydın Muharebelerinde Aydın Cephesinde ortaya çıkan Milli cidalin her safhasında can siperane ve emsalsiz hizmetlerde bulunmuştur. Düzenli Ordu kurulana kadar Aydın ovasında düşmana “dur” demek için yapılan çalışmalar sonucu oluşan alaylardan Milli Aydın Alayı’nın Komutanlığını yapmış olan Zekai Bey Milli Mücadelenin ilk şehitliğinin ve anıtının; Milli Aydın Alayı’nın karargâhı olan Çayyüzü köyünde kurulmasında büyük emeği geçmiştir. Milli Aydın Alayı, 22 Haziran 1920 tarihindeki Yunan Genel saldırısına kadar görevini başarıyla yapmıştır. Milli Aydın Alayı, Garp cephesi kurulduktan sonra 37. Piyade Alayı olarak Türk Ordusu’na katılıp başarılı görevler yapmıştır. Zekai Bey İstiklal Harbini Binbaşı rütbesiyle bitirmiştir. 9 Eylül 1922’de İzmir’e giren Albay Suphi KULA Komutasındaki 14. Süvari Tümeni içinde Binbaşı Zekai Bey de vardı. Menemen ve Karşıyaka’ya ilk bayraklar onun tarafından çekilmiştir. Karşıyaka Belediye binası ile daha sonra Karşıyaka Halkevi binası olan iskele karşısındaki büyük binaya halkın verdiği bayrakları alkışlar içinde çekmiştir. 

Resim-3: Ayakta: Zekai Bey, Oturan Halide Hanım, sağında Cahit, solunda büyük kızı Hatice Cavidan İnci (Şerbetçioğlu) 

Zekai Bey’in İzmir’e girişin ikinci günü başından geçen en güzel ve anlamlı anısı ise: İzmir’den kaçmayan Türk’ün en büyük düşmanı Papaz Hrisostomos Vali Konağı’na çağrılmıştı. Zekai Bey Hrisostomos’un çağrıldığını duyunca Hükümet Konağı’na gelir. Merdivenlerde Hrisostomos’un sakalını yakaladığı gibi “YAŞASIN MUSTAFA KEMAL” diye bağırttırmıştır. Konaktan çıkan Hrisostomos merdivenlerden inerken halktan birinin “katile ölüm” diye bağırmasından sonra orada linç edilmiştir. 

Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti, istiklal Harbi’ni sağ olarak bitiren Komutanlarını devletin çeşitli makamlarına getirmiştir. Zekai Beyde Urfa’ya Garnizon Kumandanı olarak tayin edilmiştir. Zekai Bey kendisi gibi Giritli olan Halide Hanım ile nişanlanmış; 29 Ekim 1923’te Cumhuriyetin ilanının hemen birkaç gün Sonrası 01 Kasım 1923’de evlenmişlerdir. Bu evlilikten İnci ve Özgül isimli iki kız çocuğu oldu. Dürüst, mert cesur, yiğit, vefakâr bir insan olan Zekai Bey Soyadı Kanunu ile KAUR Soyadını almıştır. Yörük Ali Efe ile birlikte Turgutlu’da bir çırçır fabrikası kurmuşlar. Daha sonra İzmir’deki Turyağ Fabrikası’nın müdürlüğünü yapmıştır. Milli Mücadelenin Galip Hocası Celal BAYAR'ın çok yakın dostu idi. 1946 seçimlerinde Aydın’da Demokrat Partiden milletvekili adayı olmuş; ancak seçimlerde sandıklar çalındığı için seçilememiştir. Ne yazık ki Aydın’a milletvekili olarak hizmet edememiştir. 

Hayatının son günlerinde safra kesesi ameliyatı olmuşsa da bu ameliyat hastalığına çözüm olmadığı gibi hastalığı sarılığa dönmüştü. Bu dönüş ölüme dönüş oldu. Zekai Bey, 20 Nisan 1977 tarihinde hayata gözlerini yummuştur. 

Resim-4: Ayakta: solda Zekai Bey, Dr. Sait Çalık (Halide Hanımın kardeşi); Oturanlar: Cahit, Hatice Cavidan İnci ve Halide Hanım 

Kurtuluş Savaşı Kahramanlarından rahmete gitmiş tüm Milli mücadele şehitlerinin ruhları şad olsun. Başta Valiliğimiz, Büyükşehir ve Efeler Belediye Başkanlarımızın dikkatine Aydın’ı Kurtaran ve Aydın’a hizmet eden Merhum Zekai Kaur beyefendi gibi Milli Mücadele Kahramanlarının isimlerinin unutulmaması ve yâd edilmesi için Aydın da yeni açılacak olan Bulvar, Cadde, Park, meydan gibi yerlere isimlerinin verilmesini dilerim. 

Haftaya Aydın’a İz Bırakanlar köşemizde başka bir değerli şahsiyetin yaşam öyküsüyle kaldığımız yerden devam etmek üzere, Aydınlı Aydınlık günlere olan inancımla saygılar sunarım. 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
KÖŞE YAZARLARI TÜMÜ
ANKET TÜMÜ
ARŞİV ARAMA
E-GAZETE TÜMÜ
PUAN DURUMU TÜMÜ
TAKIMOPuanAV.
1Galatasaray3799+64
2Fenerbahçe3796+62
3Trabzonspor3764+17
4Başakşehir FK3758+10
5Beşiktaş3756+6
6Kasımpaşa3753-4
7Alanyaspor3751+3
8Sivasspor3751-8
9Çaykur Rizespor3750-8
10Antalyaspor3748-5
11Adana Demirspor3744-3
12Samsunspor3743-8
13Kayserispor3742-12
14Gaziantep FK3741-8
15Konyaspor3741-11
16MKE Ankaragücü3740-4
17Hatayspor3738-9
18Fatih Karagümrük3737-5
19Pendikspor3737-30
20İstanbulspor3716-47
GÜNÜN KARİKATÜRÜ TÜMÜ