USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

SİZİNKİ ÇOCUK DA, BİZİMKİ ELMA KURDU MU?

SİZİNKİ ÇOCUK DA, BİZİMKİ ELMA KURDU MU?
01-07-2022
CHP Lideri Sayın Kemal Kılçdaroğlu’nun Aydın ziyaretini nasıl bir ruh haliyle takip ettiğimi önceki yazımda belirtmiştim. Denge Gazetesi’nin sahibi şizofren Emin Aydın’ı korumak için, CHP İl Binasına gitti diye kendi personelini hamile olmasına rağmen Denizli’ye tayin eden Basın İlan Kurumu’nun yöneticilerinin vicdansızlığı bu ülkede bir gram bile adalet kaldıysa geri tepecektir. Aynı personel, Ak Parti, MHP ve BBP programlarına katılırken ses çıkarmayan ama CHP’nin basın açıklamasına katıldı diye kendi personeline eziyet eden, anayasal haklarını bile kullanmasına müsaade edilmeden Denizli’ye tayin edilerek cezalandırılan personelin ahı vallahi sizi koltuklarınızdan edecek. * Önceki yazımda süreci yazmıştım. Alnının teriyle, hak ederek bu kuruma giren ve 12 yıldır tek bir soruşturma bile geçirmeden çalışan eşim Funda bu haksızlığa karşı hukuk mücadelesi başlattı. Parti kadrolarıyla doldurulan kurumlarda “Bizden olmayan yaşamasın” anlayışı ile görev yapan yöneticiler her ne kadar vicdanlarını kiraya vermiş olsalar da, adalet dağıtan savcı ve hakimlerin hala içlerinde vicdan olduğuna inancımız bitmedi. * Yaşadıkları nedeniyle sorunlu bir hamilelik yaşayan eşimin açtığı davayla ilgili Basın İlan Kurumu da savunma göndermiş. 13 sayfalık savunmanın Funda ile ilgili bölümünde “Başarılı, tecrübeli, bu zamana kadar kurumla herhangi bir sıkıntısı olmayan” diye devam eden ifadeler var. Savunmanın geri kalanında “Cem Ulucan şunu yazdı, Cem Ulucan bunu yazdı” gibi ifadeler var. Yani diyor ki, “Funda başarılı bir memur ama biz kocasına bir şey yapamıyoruz onun yerine Funda’yı cezalandırıyoruz” Bir de Emin Aydın’ı savunan ifadeler dikkat çekiyor. Koskoca kurum Aydın’da ki dolandırıcı bir şizofrenin esiri olmuş. * İfadelerde dikkat çeken iki şey daha vardı. Birincisi kamuoyunda “Kızımı evercem beni boş göndermeyin, bi zarf verin” diye ortalıkta gezinen Aydın Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu Üyesi ve Patronu Sadettin Çetin’in Hızır Baş’a olan icra borçlarını ödememek için gazetesini ‘hileli’ bir şekilde devralan Gezgin Değirmenci hakkındaki kısımdı. (Bu hileli devirin nasıl gerçekleştiğini, Basın İlan Kurumu Aydın Şube Müdürü Nuri Gülen ve çalışan Mustafa Yolcu’nun kamu gücünü nasıl kötüye kullandıklarını ve bu işin neresinde olduklarını yazma hakkımı saklı tutuyorum) Hileli devirle gazete sahibi olan Gezgin Değirmenci, biz MHP’nin toplantısına katıldığımızda fotoğrafımızı çekmişti. Hileli devirle gazete sahibi olan Gezgin Değirmenci, biz Ak Parti’nin toplantısına katıldığımızda fotoğrafımızı çekmişti. Hileli devirle gazete sahibi olan Gezgin Değirmenci, biz Büyük Birlik Partisi’nin toplantısına katıldığımızda fotoğrafımızı çekmişti. O fotoğrafları hiç yayınlamayan, kuruma gidip şikayet etmeyen Gezgin Değirmenci, biz CHP’nin toplantısına katıldığımızda da Funda’ya, “Sen hamilesin gel şöyle rahat otur” diyerek en önde yer vermiş, basın açıklaması sırasında görüntüsünü çekmiş ve toplantı biter bitmez Basın İlan Kurumu’na koşmuş ve, “Siz 657 değil misiniz?” diye sormuş. Kurumda çalışan Ahmet Sönmez ve Mustafa Yolcu da 657 olmadıklarını Kamu İşçisi olduklarını söylemişler. Gezgin değirmenci, “Sonuçta burası bir kamu kurumu. Sizin çalışanınızın CHP’de ne işi var?” diyerek Funda’yı şikayet etmiş. Daha sonra da Emin Aydın’a görüntüleri ve fotoğrafı servis ederek, “Özlem Çerçioğlu’nun ajanı CHP’de” başlıklı haberin yapılmasını sağlamış. Vallahi bunları ben uydurmadım, mahkeme dosyasında var. * Ne güzel de söylemiş Hz. Ali: “En tehlikeli düşman, bize benzeyip de bizden olmayandır” diye. Hani bir hikaye vardır: Kurt, büyümekte olan yavrusuna hayat öğretiyormuş. Bir tepeye çıkmışlar aşağıda yayılan koyun sürüsünü göstermiş ve anlatmış: “Bak yavrum, şu gördüklerin koyundur, etleri çok lezzetlidir, yakalanması da kolaydır” Yavru kurt lafa girmiş ve çobanı göstererek onun kim olduğunu ve ne yaptığını sormuş. Kurt, yavrusuna çobandan uzak durmasını, elindeki değneğin çok can yaktığını sıkı sıkı tembihlemiş, Bu sırada yavru kurdun dikkatini sürüsünün köpeği çekmiş: “Şu bize benzeyen bir şey var orada, bu ne yapıyor?” diye sormuş. Kurt derin bir ah çekmiş ve anlatmış: “Aah yavrum, bizi asıl perişan eden işte o bize benzeyip de bizden olmayandır” Aydın’daki gazetecilerin de dikkat etmesi gereken, selam verirken iki kere düşünmesi gereken, bizden gibi görünen kişi de Gezgin Değirmenci’dir. * Dikkat çeken ikinci ifade kurumda çalışan Mustafa Yolcu’ya ait. Bakın ne diyor: “Cem Ulucan’ın yazdığı yazılardan sonra Şube Müdürüm Nuri Gülen uyku uyuyamaz hale geldi. Evine gittiğinde çocuğunu bile sevemez oldu. Ben de müdürümün bu durumundan çok etkilendim ve 3 gün işe gelemedim” Güler misin ağlar mısın? * Kumpasçı, dolandırıcı şizofren Emin Aydın’ı korumak için girdikleri şekillere bakın. Müdürünün uykusu kaçmış, çocuğunu sevememiş diye çok etkilenmiş 3 gün işe gidememiş. Aristokrat ağzımı bozmayayım diyorum ama olmuyor. Ulan beraber çalıştığınız, 10 yaşındaki çocuğu burada okula giden, hali hazırda hamile olan mesai arkadaşınız sizin yalanlarınızla başka bir ile tayin ediliyor, ruhsal ve mental olarak sorun yaşıyor, karnındaki çocuğu kaybetme riski taşıyor sen hala “Müdürüm çocuğunu sevemedi” diyon. Ulan yazı-tura Nuri ve şakşakçıları sizinki çocuk da bizimki elma kurdu mu? Dün söylemiştim yine söylüyorum. Her gün, her saat, her dakika dua edin de bebek zamanında ve sağlıklı doğsun.     GÜNÜN TESPİTİ “..orospuyu mezara koymuşlar ‘tek mi yatacam’ demiş..”   BEN “..eğer bir insanın samimi olmadığını fark edersem bunu ona belli etmek yerine, gözümde ne kadar küçülebileceğini seyrederim..”   GÜNÜN SÖZÜ “..uçurumları sevenlerin kanatları olmalı..”   KADINLAR&ERKEKLER “..erkeklerin odun oluşu kadınların tutunacak dal arayışından, öküz oluşu da bütün yükü erkeğin taşımasındandır..”
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?