BU KANUN DEĞİŞMELİ

BU KANUN DEĞİŞMELİ

Cem Ulucan

2 yıl önce

Türkiye’nin kanayan yaralarından birisi de boşanma sonrası yaşananlar oluyor. Örneğin boşandıktan sonra eşe bağlanan nafaka. Kadın evlenmezse ölene kadar nafaka almaya devam ediyor. Yani eski kocasının verdiği parayla evlenmeden istediği hayatı yaşasın engel yok. Tek kriter evlenmek. Bu durumda binlerce kişi olduğundan eminim ancak benim anlatacağım konu daha başka. Tüm boşanmalarda hayatı en çok etkilenen mutlak ki çocuklar. * 2001 yılında 92 bin boşanma gerçekleşirken bu sayı 2021’de 174 bine kadar çıkmış. Bu da 20 yılda boşanma sayısının yüzde 90 arttığını gösteriyor. Mahkeme eğer eş çalışıyorsa sadece çocuk için nafaka bağlıyor. Örneğin 500 lira nafaka bağlandığında, o çocuğun hangi ihtiyacı karşılanabilir? Bunu da ödemeyen ebeveynler var. İnsan kendi çocuğunu nasıl mağdur eder? Ama benim size anlatacağım konu bu da değil. * Asıl konu velayetin ebeveynlerden birine verilmesinden sonra başlıyor. Şimdi bir örnek verelim. Beş yıl önce boşanmış bir çift olsun örneğimiz. Boşandıklarında çocuk 3 yaşında olsun. Mahkeme velayeti anneye vermiş ve babaya da çocuk için 500 lira nafaka bağlanmasına hükmetmiş. Eğer aynı şehirde yaşıyorlarsa iki haftada bir çocuğunu görme yani kişisel ilişki kurma hakkı da vermiş. Şayet aynı şehirde değillerse de yarı yıl tatilinde bir hafta, her yıl temmuz ayında da bir ay çocuğun babada kalması kabul edilmiş. * Aynı şehirde yaşamayan baba, yarı yıl tatillerinde ve temmuz ayındaki çocuğunu görme hakkını hiç kullanmamış. Çocuk babası olduğunu annesinden dinlediği kadar biliyor ama baba nedir, ne işe yarar bilmiyor. Ailede erkek olarak dayıyı ve dedeyi görüyor. Hayatında baba kavramı hiç yok. Aynı durum aynı şehirde yaşayan çocuk için de geçerli. * Aradan yıllar geçiyor ve babanın aklına bir çocuğu olduğu geliyor. “Gideyim de göreyim” diyor. Görmek için de icraya başvuruyor. Hatırlarsınız eskiden çocuklar yaka paça babaya ya da anneye teslim edilirdi. Sonra bu durum düzeltildi ve mesela Aydın’da da geçtiğimiz ay hizmete başlayan Adli Destek ve Mağdur Hizmetleri Müdürlüğü oluşturuldu. Öyle yaka paça çocuk teslim etmek ortadan kaldırıldı ve uzmanlar gözetiminde çocuk ile ebeveyn arasındaki ilişki de köprü olundu. İyi mi oldu? Evet iyi oldu. Çocuğun ruh sağlığı açısından iyi oldu. Çocuk kendini ifade edebilecek yaşta ise ve görüşmeyi reddederse, çocuğun kararına saygı duyulmasının da önü açıldı. * Peki, beş yıldır ortada olmayan, aramayan sormayan, çocuk ile ilgili hiçbir şey bilmeyen babanın görüşme talebine anne ‘hayır’ derse ne olur? Çocuk Teslimine Muhalefet yani Çocuk Göstermeme Suçu oluşur. Çocuk göstermeme suçu İcra İflas Kanunu 341’inci maddesinde ‘Çocuk Teslimi Emrine Muhalefet’ başlığı altında düzenlenmiş ve çocuk teslimi hakkındaki kararın gereğini yerine getirmeyen veya yerine getirilmesini engelleyen kişinin 6 aya kadar tazyik hapsiyle cezalandırılacağını hükme bağlamış. Buna da eyvallah. Ancak bu kanunda bir şey eksik. Şimdi yaşanmış bir olay anlatarak açıklayalım. * Başka bir şehirde yaşayan baba, kendisine verilen yarıyıl tatili ve temmuz ayında bir ay çocuğu görme hakkını hiç kullanmamış. Yani çocuk 8 yaşına gelmiş ve 5 yıldır babası ile görüşmemiş. Devletin önemli bir kurumunda çalışan uyanık baba, beş yıl sonra aşka gelmiş ve başka bir şehirde yaşamasına rağmen devletin kurumunu kandırarak adresini Aydın’a aldırıp, iki haftada bir çocuğunu görme hakkını talep etmiş. İcra yoluyla çocuğu görme talebini mahkeme kabul etmiş ancak baba, çocuğu görmeye hiç gelmemiş. Başka bir iş için birkaç günlüğüne Aydın’a geldiğinde bu hakkını kullanmak istemiş. Anne de çocuğunun psikoloji bozulmasın diye bunu reddetmiş. Anne hemen uyarılmış. “Eğer bunu kabul etmezsen hapse girebilirsin” * Şimdi bu kanunun eksiği nedir? Görüşmeyi engelleyene hapis cezası veriliyorsa, 5 yılda bir kez bile çocuğunu görmeye gelmeyene neden verilmiyor? Mahkeme, aynı şehirde diye iki haftada bir görüşme kararı vermişse ve iki haftada bir çocuğu görmeye gelmeyen baba neden cezasız kalıyor? O da mahkeme kararını uygulamamış olmuyor mu? * Kanun yapılırken bir şey özellikle vurgulanmış. “Çocuğun üstün yararı mahkeme nazarında her zaman analık-babalık duygusunu tatmin etmekten önce gelmektedir” Eee bu örnekteki adam, babalık duygusunu tatmin etmek için çocuğun hayatını tepe taklak ediyor. Üstelik bunu da yalan beyanla yapıyor ama cezasız kalıyor. Yıllarca emek verdiği çocuğunun ruh sağlığını korumaya çalışan anne cezalandırılıyor, çocuk cezalandırılıyor ama bir günlüğüne babalık duygusunu tatmin etmek isteyen cezalandırılmıyor. Hani adalet? Hani çocuğun üstün yararı? * Sayın Başsavcı Aydın’da yaşanmış bu konuyla ilgili bilgi isterse seve seve veririm. Sayın milletvekilleri bu konuda yasa değişikliği yapılmasını teklif ederse seve seve desteklerim.   GÜNÜN TESPİTİ “..senin için başkasından vazgeçen, başkası için de senden vazgeçer..”   BEN “..ben yalnızca sevdiklerimden korkarım.. Çünkü beni sadece onlar incitebilirler..”   GÜNÜN SÖZÜ “..neyi feda edersen, o sana ihsan edilir.. Neye kıyamazsan, onunla sınanırsın..”   KADINLAR & ERKEKLER “..‘erkek’ dediğin çay gibi ağır ateşte pişerek demlenir.. Aksi takdirde ya sallama, ya dallama olur..”
YAZARIN DİĞER YAZILARI