Yürümeyi öğrendiği için her gece 3’e kadar antrenman yapan Gecem’in ardından yürümekten bel ağrısı çeken bir aristokrat olarak Nazilli’ye gidip biraz kentin nabzını tuttum.

*

Nazilli izlenimlerimi aktarmadan önce birkaç konudan bahsetmek gerek.

Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu’na bir yıl öncesine kadar ‘Kızım’ diyen bir abimiz köşe yazısı yazmış ve Özlem Çerçioğlu dönemini ‘Fetret Dönemi’ diye tanımlamış.

Bu yazıyı yazarken de işsizlikten, pahalılıktan falan bahsetmiş.

Merkezi iktidarın yatırım sıralamasında 77’inci sırada yer alan Aydın’da ve pahalılığın sorumlusunun Özlem Çerçioğlu olarak gösterilmesi saçmalıktan başka bir şey değil.

Bu kenti gerçekten düşünüyorsanız mesela bir zeytin ağacından 27-30 kilo zeytin alınması gerekirken neden Aydın’da ağaç başına ortalama 5 kiloya düştüğünü sorgulamak gerekir.

Zeytin üretiminde neden Akhisar’ın gerisine düştüğümüzün nedenlerine bakmak gerekir.

Sadece Özlem Çerçioğlu’nu eleştirerek sonuca varamazsınız.

*

Diğer yandan Kuşadaspor’u takip ediyorum.

Belediye Başkanı Ömer Günel’den önce kapısına kilit vurulan kulüp, her sene çıtayı yükseltiyor.

Kulübü iki kişinin hegomanyasından çıkartan Başkan Günel sayesinde Kuşadası halkı da kulübe destek veriyor.

Şuan 3’üncü Lig’de mücadele eden takım bu sezon oynadığı dört maçın dördünü de kazanmayı başardı.

Şampiyonluğun favorisi olan kulübün iyi yönetilmesi başarıyı da getirdi.

*

Dün Nazilli’deydim.

Fakir halkın nabzını tutmak için toplu taşımayla gitmeyi tercih ettim. Yeni Dörtyol Kavşağındaki durağa gelip, “Nazilli minibüsü geçer mi?” diye sordum, “Evet, geçer” dediler.

Sonra biri yanaştı yanıma ve “Sarı civcivi bekle daha iyi” dedi.

“Neden?” dedim.

“Sarı civciv 33 lira, minibüs 53 lira” dedi.

Adama hak verdim.

Aradaki 20 liralık fark bence de çok para.

*

Nazilli’de inip uzun çarşıya doğru yürürken eskiden beri tanıdığım esnaflara uğradım.

CHP’li, MHP’li, İYİ Parti’li, AK Parti’li ve siyasi hiçbir partiye üye olmayan esnaf arkadaşların her birini ziyaret edip, çaylarını içtim.

Doğal olarak konu hep siyasete geldi.

CHP ile yapılan ittifakta İYİ Parti listesinden Belediye Başkanı seçilen ve sonra AK Parti’ye geçen Kürşat Engin Özcan’ın doğal aday olduğu AK Parti’de ‘Efsane Başkan’ diye tanımlanan Esat Ergüler’in de aday adayı olduğu konuşuluyor.

*

Esat Ergüler’in bir buçuk yıl önce bazı basın kuruluşları ile anlaştığı ve ‘Efsane Başkan’ algısını pompalamaya başladığını söyleyen bir arkadaşıma “Esat başkan ne yaptı da efsane oldu?” dedim.

Aynı siyasi gelenekten gelen arkadaşım, “Aslında efsane falan değil. Efsane olacak bir şey de yapmadı. İyi bir idareci olması dışında bir özelliği de yoktu. Hatta iktidar partisi belediye başkanı olmasına rağmen Nazilli hep yerinde saydı” dedi.

*

İYİ Parti’de ismi en çok konuşulan isim eski MHP İlçe Başkanı Cüneyt Korkmaz.

Eski dostum olduğu için Cüneyt Korkmaz’ın yanına da uğradım ve kendisine de ne düşündüğünü sordum.

Kendisi hazır olduğunu, yol arkadaşlarıyla birlikte süreci değerlendirdiğini söyledi.

*

CHP en karışık parti durumunda.

Yeni İlçe Başkanı Naim Atmaca, genel seçimin ardından moralsiz örgütü harekete geçirebilir mi henüz bilmiyorum.

CHP’li seçmen bir önceki dönem İYİ Parti ile yapılan ittifakın bu kez eğer olursa CHP çatısı altında olması gerektiğini savunuyor.

İsmi geçen adaylardan Mert Öreroğlu’nun vazgeçtiğini duydum.

İsmi en çok konuşulan adaylardan biri olan (ki kendisini çok severim) Kadir Mutlu’nun aday gösterilmesi halinde örgütün çalışmayacağı, sağ tandanslı bir aday için çaba harcamayacağı, CHP’nin kendi içinden bir aday çıkarması gerektiğini düşünenler oldukça fazla.

*

CHP’de genel beklenti Serkan Sevim’in aday gösterilmesi yönünde. Ancak yeni İlçe Başkanı Naim Atmaca’nın buna çok sıcak bakmadığı da konuşuluyor.

Bunun nedenini sorduğum bir arkadaşım, “Naim Atmaca bence burada vefasızlık yapıyor. Serkan Sevim İlçe Başkanlığı döneminde Naim Atmaca’nın kurultay delegeliği için kendisinden vazgeçti ve hem il başkanını hem de Özlem Çerçioğlu’nu karşısına aldı. Tabanın sesine kulak verirlerse Serkan Sevim’in doğru tercih olduğunu anlarlar” diye cevap verdi.

*

Serkan Sevim de arkadaşım olduğu için günün sonunda kendisini aradım ve buluştuk.

Beyaz Saray Kafe de çay içip sohbet ettik.

Kendisi göreve hazır olduğunu, görev verirlerse kaçmayacağını söyledi.

Bende kendisine Naim Atmaca ve Özlem Çerçioğlu ile arasında bir problem olup olmadığını sordum.

Aynen, “Neden sorun olsun. Naim Atmaca benim yol arkadaşımdır. İlçe Başkanlığı seçiminde tarafsız kalmayı tercih ettiğim için kırgınlığı olabilir. Özlem Başkan ile ise hiçbir sorunum yok. Ben hazırım ve görev verilir de seçilirsem burada Büyükşehir’in daire başkanı gibi görev yaparım” dedi.

*

Nazilli’de bir sürpriz isim de Nazilli Devlet Hastanesi doktorlarından Opr. Dr. Murat Muştu oldu.

Ziyaret ettiğim esnaf arkadaşlarımın büyük kısmı Murat Muştu’nun hangi partiden olursa olsun seçilme şansının yüksek olduğunu dile getirdiler.

Kendisini de arayıp sordum.

Kendisi de söylenenleri duyduğunu belirterek, “Siyaset kirli, ben temizim. Bu konuyla ilgili bir girişimim olmadı ama ismimim anılması hoşuma gitti” dedi.

*

Diğer ilçelerde de sokağın sesini sizlere aktarmaya devam edeceğim.

GÜNÜN SÖZÜ

“..bazı insanlar radyoyu kapatınca şarkının yarım kaldığını sanıyor..”

GÜNÜN TESPİTİ

“..‘eksik olma’ dedikleriniz gün gelir ‘fazla’ olmaya başlar..”

BEN

“..sensörlü tuvalet lambasının bile fark etmediği insanlarla uğraşıyorum..”

KADINLAR&ERKEKLER

“..erkekler ‘ampul’ gibidir, hemen yanar.. kadınlar ‘ütü’ gibidir yavaş yavaş ısınır..”