Seçim ile geçim arasına sıkışmış bir yılı bitirip, seçim ile geçim arasına sıkışacağımız yeni bir yıla girdik. 

Evde ailece kutladığımız yeni yıl gecesinde henüz 15 aylık olan küçük kızım Gecem’in horon tepmesiyle eğlendik. 

Ailede Karadenizli de yok ama her “Çay elinden öteye” dediğimde başlıyor horon tepmeye. 

Yeni yılın ilk gününü de sevgili ailemle geçirdikten sonra, “Bakalım siyasette neler var?” diyerek düştüm yollara. 

İlk durağım Karacasu oldu. 

* 

Sabahın erken saatlerinde çocukluk arkadaşım Mustafa Orta’nın “Keşkekçim” adı ile açtığı lokantaya uğradım ilk olarak. 

Sabah çorbası içmeye gelenler vardı, ben de kendime bir çorba söyledim. 

Çorbamı içerken konuşulanlara kulak kabarttım. 

Ben oradayken İYİ Parti’den adaylığı açıklanan Zeki İnal ve ekibi geldi. 

Hep birlikte birer çay içtik. 

* 

Gündemi merak ettiğimde, kendi kendime konuşmak yerine kahvehane gezmeyi tercih edenlerdenim. 

Halkın ne düşündüğü, ne konuştuğu ve ne istediğini en iyi oralarda dinlersin. 

Gazeteci olduğunu söylemezsen daha çok dedikoduya hakim olursun. 

Zeki İnal esnaf ziyareti yapıyormuş, ben müsaade isteyip kahvehane gezmeye gittim. 

* 

Karacasu’da en çok konuşulan konulardan biri önceki dönem Belediye Başkanı Mustafa Büyükyapıcı’nın tekrar aday gösterilmesi gerektiği. 

Konuşmalarından CHP’li olduğunu anladığım amcaya “İyi de daha önce kaybetti, şimdi neden gösterilsin?” diye sordum. 

“Meclis üyesi yazılmayan CHP’liler ihanet etmese seçilirdi” dedi. 

“İYİ Parti ile ittifak vardı, şimdi ittifak da yok nasıl olacak” dedim. 

“Olmaması daha iyi. CHP zaten kendi oyunu aldı. İYİ Parti’den oy gelmedi. Şimdi Zeki İnal İYİ Parti’den olduğu için bu seçim Zeki ile Mustafa arasında geçer” dedi. 

Kahvehanede bulunanlar da bu görüşü aynen destekledi. 

Karacasu’da gezdiğim kahvehanelerde genel olarak bu konuşuluyor. 

Yani CHP’nin adayı Mustafa Büyükyapıcı olursa, seçim İYİ Parti ve CHP arasında geçer görüşü hakim. 

Cumhur İttifakı adayı olması beklenen mevcut Belediye Başkanı Mehmet Erikmen’e kimse şans tanımıyor şimdiden uyarayım. 

* 

Bu arada Karacasu’daki kahvehanelerden birinde genç biri, Bozdoğan Belediye Başkanlığı için Galip Özel’in doğru bir seçim olduğundan bahsetmişti.  

Karacasu’da konuşulması ilginç geldi bana. 

“Bakalım Bozdoğan halkı ne diyor” dedim kendi kendime. 

* 

Karacasu’dan çıkıp, Arapapıştı yolunu kullanarak Bozdoğan’a geçtim. 

O yolu en son 2018 yılında kullanmıştım. 

Harika bir manzaraya sahip olan yolun bozukluğu isyan ettirmişti beni. 

Aydın Büyükşehir Belediyesi o yolu yapmış. 

Bence Aydın’ın başka bir yerinde olmayan doğal güzelliğin keyfini çıkara çıkara vardım Bozdoğan’a. 

* 

Bozdoğan’a varır varmaz sevgili kardeşim Talha Kayaoğulları’nı aradım. 

Genç yaşına rağmen uzun zamandır Saadet Partisi’ni en iyi şekilde temsil ettiğini bilirim. 

Şimdi de Saadet Partisi’nden Aydın Büyükşehir Belediye Başkan Aday Adayı. 

Sağolsun misafir etti beni ve birlikte yemek yedik. 

* 

Bozdoğan’ın pazarı olduğu için pazaryerine girdim. Pazaryerine girer girmez Galip Özel’in bir seçim irtibat bürosu olduğunu fark ettim ve içeri girdim. 

Galip abi de oradaydı. 

Partililerle birlikte genel konulardan konuşup, çayımı içtikten sonra müsaade istedim. 

“Birlikte esnaf gezelim” teklifine “Abi siz gezin. Ben kahvehane gezcem, en doğru izlenimi tek başıma edinirim” dedim. 

* 

Zaman da biraz daraldığı için Bozdoğan’da daha önceden tanıdığım iki esnafı ziyaret ettim ve toplamda 4 kahvehanede vakit geçirdim. 

Geçen seçim Ufuk Altıntaş’a oy vermiş bir kişi, “Bir daha vermem” diyordu. 

Bir önceki seçim Tümer Apaydın için çalışmış bir kişi “Galip’e vercem” diyordu. 

Genel olarak Tümer Apaydın’dan sonra Bozdoğan’ın yerinde saydığı, beş yıldır hiçbir şey yapılmadığı konuşuluyor.  

* 

74 yaşında olduğunu öğrendiğim Hasan amcanın söylediklerini de aynen yazıyorum. 

“Ufuk, MHP İlçe Başkanı'ydı, kimsenin işini halletmezdi. Kaymakam olma hayali kurardı. AK Parti kurulunca torpil bulurum umuduyla önce babasını kaydettirdi, sonra kendisi gitti ama torpil de bulamadı. Başkan adayı olunca ben de destekledim. Yanlış yapmışım.” 

Hasan amcanın bu sözleri üzerine “Neden?” diye sordum. 

“Bak oğlum, ben CHP’li değilim. Burada Tümer diye bir başkan vardı. Sabah evinden çıkıp belediyeye gitmesi iki saati bulurdu. Evinden yürüyerek çıkar, herkesle selamlaşa selamlaşa, hal hatır sora sora giderdi. Biz bunu adam sandık, beş yıldır kimseye selam verdiğini görmedik. Tümer, işimiz düştüğünde hangi partili olduğumuza bakmadan işimizi görürdü, bunun bi iş hallettiği yok” dedi. 

Sonra masada duran yerel bir gazeteyi aldı eline “İmkansızı Başaran Başkan Ufuk Altıntaş” manşetini gösterdi. 

“Biz bu gazeteleri her gün okuruz. Beş yıldır bir tane doğru dürüst haber çıkmamış, bugün iki sayfa reklam vermiş. Bugün reklam vereceğine beş yıldır millete selam verse seçilme şansı olurdu” dedi. 

* 

Bozdoğan’da genel izlenimim, CHP’nin üç dönemdir Bozdoğan Ziraat Odası Bakanlığı görevini yürüten Galip Özel’i aday göstermesinin isabetli bir karar olduğu yönünde. 

Aslen MHP’li olduğunu bildiğim Galip abinin CHP’liler tarafından benimsediğini de gördüm. 

Yerel siyasette partinin değil kişinin önemini ve insanlara selam vermenin ne kadar önemli olduğunu da bir kez daha anladım.  

* 

NOT: Kahvehanelerde Büyükşehir Belediye Başkan adayları da konuşuluyor. 

O konuşulanları da ayrıca ‘yorumsuz’ bir şekilde başka bir yazıda aktaracağım. 

GÜNÜN SÖZÜ 

“.atın gölgesinde yürüyen ‘it’, atın gölgesini kendi gölgesi sanırmış..” 

GÜNÜN TESPİTİ 

“..her hesabın bir tersi, her zulmün süresi var.. bir çakal hükmü varsa, bir de ‘kurt töresi’ var..” 

BEN 

“..benim ‘mütevazi’ olmam sizinle aynı ‘seviyede’ olduğumu göstermez..” 

KADINLAR&ERKEKLER 

“..bir erkekte ne kadar akıl eksikliği varsa, kibir o kadar fazladır.. bir erkekte ne kadar eksik bilgi varsa, böbürlenme o kadar fazladır..”