Hasan Hüseyin Dokuzlu: Çarşı Esnafı, Eski Muhtar (Dokuzlu Ailesi-II)

Zeybek Haber Gazetesinin 08 Mart 2024 tarihli Aydın’a İz Bırakanlar Köşesinde, Dokuzlu ailesinin yaşam öyküsünün I. Bölümü yayınlanmıştı. Söz konusu ailenin yaşam öyküsüne kaldığımız yerden devam ediyoruz.

Ramazanpaşa caminin karşı köşesinde şu anda yine işlerine devam eden Kızılkaya sarrafı vardı. Ahmet Kızılkaya Alper Kızılkaya’nın babası Ergüven Kızılkaya. Onun yanındaki köşede şimdiki Danzik sarrafiyenin yerinde İbrahim ve Ayhanlar diye eski konfeksiyoncu vardı onlar Aydının meşhur konfeksiyoncularıydı. İbrahim büyüğü Ayhan küçüğüydü Ayhan abi bir trafik kazasında rahmetli oldu. İbrahim abi de daha sonra rahmetli oldu onlar Aydının en iyi iş yapan esnaflarındandı, güzel tanınmış ürünleri satan, sevilen sayılan esnaflardandı.

Üstte Dükkân Komşuları ile birlikte – 18 Nisan 1983

Resimde ayakta 1.Muammer Kınlı 2.Özcan Şençura 3.Babamız H.Hüseyin ve arkasında kardeşim Çetin 4. Salih Eliyatkın arkasında Halil Süren 5. Selahattin Süren 6. Koca lakaplı Hüseyin Ertabur 7. Hakkı Güngör 8. Metin Saray Oturanlar, 1. Özcan’ın oğlu Nazmi 2.Hakan Altan 3.Nizamettin Başaran 4. Ben (İ. Hakkı Dokuzlu) 5.Nedim Ertabur görülmekte bu resim sokak içindeki bizim dükkanın açılış günü anısına komşu esnaflarda çekilmiştir.

Oradan döndüğümüzde şu anda Vehbi lokantası olarak işletilen yerde 1960’lı ve sonlarına doğru orada bahçıvan (Manav) vardı. Vehbi lokantasının bitişiğindeki dükkan benim anne tarafından dedemin kasap dükkanı imiş. Kasap Haydar benim Annemin babası yani diğer dedem. Cuma mahallesinde oturup Ramazanpaşa arastasında kasaplık yapan Kasap Haydar dedemmiş, on zamanları hatırlayamıyorum çünkü yetişemedik. Söz açılmışken, anne tarafından dedem ve dayılarımdan bahsedeyim. Ben ve kardeşim Çetin’e esnaflık, dürüst ve çalışkanlık demek ki dedelerimizden bizlere geçmiş. Bir tarafta kendi işini kendi üretip satan ayakkabı imalatçısı İsmail Hakkı diğer tarafta adıyla namıyla dürüst ve temiz işiyle tanınan Kasap Haydar. Evet, ben ve kardeşimde dedelerimizin açmış olduğu o temiz sayfaları lekesiz birer esnaf olarak devam ediyoruz. O yıllarda kasap hali yokmuş yani 1940’lı yıllar Kasap Haydar’ın çocukları yanı dayılarım da babalarının yolunda onun mesleğini devam ettirdiler.                                                      

Haydar Aydın ve eşi Cemile Aydın

Dayılarımdan biri kasap Sezai diğeri de bir dönem kasaplık yaptı ve doktor lakabıyla anılmaya başlandı. Doktor lakaplı Zekai dayım o şu anda İzmir’de müteahhitlik yapıyor, Zekai dayıma doktor lakabı işyerinde daima temiz beyaz önlük giyerek kasaplık yaptığı ve çok yakışıklı olmasından, etleri itina ile kesmesinden dükkanını ve çevresini temiz tutmasından, yanında çalışan elemanlara da temiz beyaz önlükler giydirmesinden dolayı o zaman ki halk ve esnaf Doktor lakabını uygun görmüşler. Ve hala dayımın akranları dayımı doktor diye tanır ve seslenirken doktor diye çağırırlar. Kasaplardan bahsetmişken birazda kasaplar hal’indeki esnaflardan da bahsedeyim. Kasaplar Halinde bir yılmaz abimiz vardı halen sağ. Kasaplar halinin girişinde Mukan Perinçek’in babası Hakkı Perinçek’in de dükkânı vardı, tabi dayılarımın da.                                                                                  

Dedem Aydına ilk geldiğinde Kurtuluş Mahallesine yerleşmiş. Bulvarın aşağısında 14.sokağın köşesinde bir çıtlık dede türbesi vardı,(Bulvardan 14.sokağın kurtuluş tarafına girdiğinizde sağ tarafta)  eskiden orda mum yakılıp dilekler adanırmış. O türbenin hemen yanı başında imiş, dedemin evi. Bir süre orda yaşamışlar 1949 yılında Hasanefendi’ye taşınmışlar.

Sezai Aydın ve eşi Nurten Hanım

İlk yerleştikleri yer şu an babamın evinin olduğu, Muhtarlık yaptığı binanın yerini satın almış dedem tabi o zamanlar boş arsa imiş daha sonra bahçeli güzel bir ev yaptırmış. Böylece Dokuzlu ailesi 1949 yılında Kurtuluş Mahallesinden ayrılarak Hasanefendi Mahallesine yerleşmiş bulunuyorlar. Babam, Hasan Hüseyin Dokuzlu ile Ramazanpaşa eski esnaflarından Kasap Haydar’ın kızı Annem, Nurhayat (Aydın) Dokuzlu 1952 yılında evlenirler. Yukarıda bahsettiğim dedemin yaptığı evde 1967 yılına kadar dedem, babam, annem ve biz çocuklar hep beraber yaşadık. Biz beşkardeşiz sırasıyla ilk dünyaya gelen ablalarım Asuman Dokuzlu, Zehra Dokuzlu, Seher Dokuzlu (Konyalıoğlu) sonra dördüncü ve ilk erkek çocuk olarak ben dünyaya geldim bu nedenle bana Dedemin ismini vermişler. Benden sonrada kardeşim Çetin Dokuzlu Dünyaya geldi. Toplamda beşkardeşiz biz. Beşimizde Cumhuriyet İlkokulu mezunuyuz, ablamlar Aydın Lisesinin orta bölümünü okumuşlar bizim zamanımızda Aydın Lisesinin orta bölümü kaldırılmıştı.                                                                           

Benle kardeşim çetinde de muhitimize yakın olan ve o dönemde var olan Gazipaşa ortaokulunu okuduk. Ben ve iki ablam Aydın Lisesi mezunu, bir ablam Kız Enstitüsü mezunu, erkek kardeşim çetin ise Meslek Lisesi Mezunudur.                                                                                

Babam ve Annem

Annem Babam, Halalarım ve Beyleri

Dedemin çocukları yani babamları ele alırsak onlar dört kardeşler Babam evin tek erkek çocuğu, iki halamdan sonra dünyaya gelmiş. Halalarım ise en büyükleri Şaheste (Öngüç), ortanca Halam Feruhan (Alçın), Küçük halam ise Yılgör (Bilici). Şaheste halamın beyi aydında terlikçi imalatçısı imiş, Terlikçi Durmuş Ali Öngüç 1940’lı yıllarda Aydında Ayakkabıcılar odasını kurar ve ilk kurucu başkanı olur. Akabinde Aydın Esnaf Odalarını da kurarak onunda ilk kurucu başkanıdır. Kısacası Aydının ilk meslek örgütünü kuran şahıstır. İlk başta ayakkabıcılar odasını daha sonra da Esnaf Odaları birliğini kurup başkanlığını yapmıştır. Şöyle de söylenebilir şu anki başkan Hulusi Akşit’in yerine halefi olduğu Nurettin Gündem’den Önceki kişidir. Aydın Esnaf Odaları Birliği Başkanlığını 1940’dan 1961 yılına kadar, eniştemlerin İstanbul’a göç etmesi nedeniyle Başkanlığı bırakıyor, bu nedenle yapılan seçimde Nurettin Gündem Başkanlığı devralıyor. (1961-199.) Nurettin Gündem’den sonra üçüncü başkan olan Hulusi Akşit ise 199. Yılından bu yana Başkanlık görevini yürütüyor. Ortanca halam Feruha Alçın’ın beyi Hasan Alçın da ayakkabı imalatçısı hatta onun oğulları Doğan Abi ve Akın abide Ayakkabıcı (Ahu Bebe), Akın Ayakkabıcılığı bırakıp Emlakçılık (Ahu Emlak) yapmaktadır.  Babama gelince bilindiği gibi oda babasından öğrendiği ayakkabı imalatçılığından yetişmiş Dokuzlu Deri ve Valantino Markalarının yaratıcısıdır. Babamdan sonra küçük halama Yılgör’e gelirsek oda Mehmet Bilici ile evlenip İzmir’e yerleşiyorlar. Enişte bey aslen Koçarlılı oda 9 Eylül Üniversitesinde Personel Daire Başkanı aynı zamanda Üniversite Genel Sekreterlik görevini yürütmekte.

Hasanefendi mahallesine ailemize tekrar dönersek, Annemle Babam 1952 yılında evleniyor dedemlerle aynı evde 1967 yılına kadar oturuyorlar. 1967 yılında babaannem Zehra Hanım rahmet ediyor. Dedem aynı yıl başka bir hanımla evleniyor ve oturdukları evin bitişiğindeki arsayı da satın alıp oraya da ayrı bir ev yapıyor ve yeni hanımıyla oraya taşımıyor. 1982 yılında dedem bağırsaklarından rahatsızlanıyor akabinde İstanbul’a götürülüp ameliyat yaptırılıyor ve o ameliyattan sonra bir buçuk yıl kadar yaşayıp Hakkın Rahmetine kavuşuyor.

Dokuzlu ailesinin yaşam öyküsünün III. Bölümü Aydın’a İz Bırakanlar köşesimde devam edecektir. Aydın’a İz Bırakan Ailelerin yaşam öykülerini okumanız için Zeybek Haber Gazetesini takip ediniz. Saygılarımla.